12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Yayınları 34. Sayfa Cevapları
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Yayınları 34. Sayfa Cevapları için tıklayınız. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. 19. 20. 21. 22. 23. 24. 25. 26. 27. 28. 29. 30. 31. 32. 33. 34. 35. 36. 37. 38. 39. 40. 41. 42. 43. 44. 45. 46. 47. 48. 49. 50. 51. 52. 53. 54. 55. 56. 57. 58. 59. 60. 61. 62. 63. 64. 65. 66. 67. 68. 69. 70. 71. 72. 73. 74. 75. 76. 77. 78. 79. 80. 81. 82. 83. 84. 85. 86. 87. 88. 89. 90. 91. 92. 93. 94. 95. 96. 97. 98. 99. 100. 101. 102. 103. 104. 105. 106. 107. 108. 109. 110.111. 112. 113. 114. 115. 116. 117. 118. 119. 120. 121. 122. 123. 124. 125. 126. 127. 128. 129. 130. 131. 132. 133. 134. 135. 136. 137. 138. 139. 140. 141. 142. 143. 144. 145. 146. 147. 148. 149. 150. 151. 152. 153. 154. 155. 156. 157. 158. 159. 160. 161. 162. 163. ve daha fazla Sayfa Cevapları
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Yayınları 34. Sayfa Cevapları
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Yayınları 34. Sayfa Cevapları
15-19. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız.
Dilde sözcük değişimi, bir ağacın yapraklarının dökülüp yenilenmesine benzer. Dil, yaşamdaki doğal gelişme ve değişikliklere uyum gösterir. Eski ve kullanılmayan kavramları yansıtan sözcükler zamanla ölür; yeni buluşları ve gelişmeleri göstermek için de yeni sözcükler türetilir.
Uygarlığın ilk dönemlerinde araba, uçak, radyo, telefon, telsiz, bilgisayar gibi araç ve gereçler yoktu. Bu buluşlar ortaya çıkınca yeni kavramlar ve bu kavramları yansıtan sözcükler oluştu. Buna karşın eskiden çok kullanılan sikke, akçe, okka, dirhem gibi sözcükler artık günümüzde kullanılmamaktadır.
Toplumdaki siyasî ve sosyal değişiklikler de sözcükleri etkilemektedir. Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’nde; ordu yönetimiyle ilgili olan sekbanbaşı, kolağası, kazasker, bostancı, subaşı gibi sözcükler bugün kullanılmamaktadır. Cumhuriyet Dönemi’nden sonra kurulan yeni ordu yönetiminde bu sözcüklerin yerine albay, binbaşı, yüzbaşı, onbaşı, çavuş gibi yeni sözcükler türetilmiştir. Uzay çağından sonra insanlık tarihinde yeni bir dönem başlamış ve bütün dünya dillerine binlerce yeni sözcük girmiştir. Uydular aracılığıyla yapılan televizyon yayınları ve diğer iletişim araçları dünyayı küçültmüş, insanlar ve uluslar arasında iletişim artmış, bu hızlı iletişim sonunda dünyadaki bütün diller arasında yoğun bir sözcük alış verişi başlamıştır. Bu nedenle Türkçeye, özellikle Batı dillerinden çok sayıda yabancı sözcük girmiştir. Bu sözcüklerin bir kısmına karşılık bulunmuş, ancak 1982’den sonra
dilde özleşme akımı durduğu için karşılık bulunamayan pek çok yabancı sözcük dilimize yerleşmiştir.
Mehmet HENGİRMEN
Dilde sözcük değişimi, bir ağacın yapraklarının dökülüp yenilenmesine benzer. Dil, yaşamdaki doğal gelişme ve değişikliklere uyum gösterir. Eski ve kullanılmayan kavramları yansıtan sözcükler zamanla ölür; yeni buluşları ve gelişmeleri göstermek için de yeni sözcükler türetilir.
Uygarlığın ilk dönemlerinde araba, uçak, radyo, telefon, telsiz, bilgisayar gibi araç ve gereçler yoktu. Bu buluşlar ortaya çıkınca yeni kavramlar ve bu kavramları yansıtan sözcükler oluştu. Buna karşın eskiden çok kullanılan sikke, akçe, okka, dirhem gibi sözcükler artık günümüzde kullanılmamaktadır.
Toplumdaki siyasî ve sosyal değişiklikler de sözcükleri etkilemektedir. Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’nde; ordu yönetimiyle ilgili olan sekbanbaşı, kolağası, kazasker, bostancı, subaşı gibi sözcükler bugün kullanılmamaktadır. Cumhuriyet Dönemi’nden sonra kurulan yeni ordu yönetiminde bu sözcüklerin yerine albay, binbaşı, yüzbaşı, onbaşı, çavuş gibi yeni sözcükler türetilmiştir. Uzay çağından sonra insanlık tarihinde yeni bir dönem başlamış ve bütün dünya dillerine binlerce yeni sözcük girmiştir. Uydular aracılığıyla yapılan televizyon yayınları ve diğer iletişim araçları dünyayı küçültmüş, insanlar ve uluslar arasında iletişim artmış, bu hızlı iletişim sonunda dünyadaki bütün diller arasında yoğun bir sözcük alış verişi başlamıştır. Bu nedenle Türkçeye, özellikle Batı dillerinden çok sayıda yabancı sözcük girmiştir. Bu sözcüklerin bir kısmına karşılık bulunmuş, ancak 1982’den sonra
dilde özleşme akımı durduğu için karşılık bulunamayan pek çok yabancı sözcük dilimize yerleşmiştir.
Mehmet HENGİRMEN
15. Okuduğunuz metinden hareketle dilin özellikleri
ile ilgili çıkarımlarda bulununuz. Çıkarımlarınızı boş bırakılan yere yazınız.
16. Okuduğunuz metinde yazar, dildeki kelime değişimini bir ağacın yapraklarının dökülüp yenilenmesine benzetmiştir. Bu ifade biçiminin metnin anlatımına nasıl bir katkı sağladığını aşağıda an yere yazınız.
17. Metinde gerçek, yan ve mecaz anlamlı kelime veya kelime gruplarına örnekler bulunuz. Bulduğunuz örnekleri aşağıda boş bırakılan yere yazınız.
Mecaz Anlam: zamanla ölür, dünyayı küçültmüş, dilimize yerleşmiş, özleşme akımı durduğu
18. “Hiçbir dil durgun, tamamlanmış bir sistem değildir. Dil tamamlanmış bir yapıt değil, sürüp giden bir etkinliktir. Her gün yeni sözcükler eklenir, zamanla bazı değişiklikler gösterir. Canlı bir organizma gibidir dil.”
Kemal ATEŞ
Bu parçadaki düşünceler, Mehmet Hengirmen’e ait metindeki düşünceleri destekliyor mu? Düşüncelerinizi metinden örnek vererek aşağıda boş bırakılan yere yazınız.
19. Bir kelimenin ölmesi veya yeni kelime türetilmesi metinde neye bağlanmıştır? Gelişen teknolojiyle dilimizde türetilen yeni kelime var mıdır? Düşüncelerinizi boş bırakılan yere yazınız.
16. Okuduğunuz metinde yazar, dildeki kelime değişimini bir ağacın yapraklarının dökülüp yenilenmesine benzetmiştir. Bu ifade biçiminin metnin anlatımına nasıl bir katkı sağladığını aşağıda an yere yazınız.
Yaşamdaki doğal gelişmeler ve değişiklikler dile
yansır.
Toplumsal ve siyasal gelişmeler dili etkiler, dile
yeni sözcükler girer.
İletişim araçlarının gelişmesiyle diller arasında
yoğun bir sözcük alışverişi olmuştur.
17. Metinde gerçek, yan ve mecaz anlamlı kelime veya kelime gruplarına örnekler bulunuz. Bulduğunuz örnekleri aşağıda boş bırakılan yere yazınız.
Gerçek Anlam:
Uygarlık, araba, uçak, radyo,
telefon, telsiz, bilgisayar gibi araç ve gereçler, ordu yönetimi, dünya
dilleri...
Mecaz Anlam: zamanla ölür, dünyayı küçültmüş, dilimize yerleşmiş, özleşme akımı durduğu
18. “Hiçbir dil durgun, tamamlanmış bir sistem değildir. Dil tamamlanmış bir yapıt değil, sürüp giden bir etkinliktir. Her gün yeni sözcükler eklenir, zamanla bazı değişiklikler gösterir. Canlı bir organizma gibidir dil.”
Kemal ATEŞ
Bu parçadaki düşünceler, Mehmet Hengirmen’e ait metindeki düşünceleri destekliyor mu? Düşüncelerinizi metinden örnek vererek aşağıda boş bırakılan yere yazınız.
Cevap: Evet
destekliyor. İki yazara göre de dil canlı bir varlıktır, değişime ve gelişime
açıktır. İki yazar da dile zamanla yeni sözcükler eklendiğini
belirtmiştir.
19. Bir kelimenin ölmesi veya yeni kelime türetilmesi metinde neye bağlanmıştır? Gelişen teknolojiyle dilimizde türetilen yeni kelime var mıdır? Düşüncelerinizi boş bırakılan yere yazınız.
Cevap: Metne göre bir kelime eskidiğinde ve artık kullanılmadığında ölür, yeni
buluşlar ve gelişmeler sonucunda da yeni sözcükler türetilir.
Gelişen teknolojiyle dilimizde türetilen
kelimelere örnekler:
➜özçekim, dokunmatik ekran, yüksek çözünürlüklü, genel
ağ (internet), sosyal medya, derin dondurucu, indirmek(download), trollemek,
etkileşimli tahta, yolbul(TDK, navigasyona Türkçe karşılık bunu bulmuş)
2018-2019 eğitim-öğretim yılı ders ve çalışma kitaplarının cevaplarını sitemizde bulabileceksiniz. Bu yıl da ödevlerinizde size yardımcı olacağız. Sitemizde yayınlanan ders ve çalışma kitaplarının cevapları kesin doğruluk teşkil etmemektedir. Paylaşılan sayfalar, kendi cevaplarınız ile karşılaştırmanız için yayınlanmaktadır. Bu sebeple bu yayınlar ile ancak kendi cevaplarınızın doğruluğunu kontrol edebilirsiniz
Yorum Gönder
1.YORUMLARA ADINIZI VE ŞEHRİNİZİ YAZINIZ. BU BİLGİLER YAZILMAZSA CEVAP VERİLMEYECEKTİR
2.SORULAR ONAYLANDIKTAN SONRA YAYINLANACAKTIR.
3.GMAİL HESABI OLANLAR YORUMU YAZDIKTAN SONRA ALTTAKİ BENİ BİLGİLENDİRİ TIKLARSANIZ SORULARA VERDİĞİMİZ CEVAPLAR MAİL ADRESİNİZE GELECEKTİR
4.KÜFÜR VE ŞİDDET İÇEREN YORUMLAR YAYINLANMAYACAKTIR