YÖK Başkanı: Üniversiteye Girişte Açık Uçlu ve Çoklu Sınav Uygulanacak

Önümüzdeki yıldan itibaren üniversite giriş sisteminde bazı değişiklikler yapılması gündemde. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Hürriyet’e üzerinde çalışılan sistemle ilgili önemli açıklamalarda bulundu:
BİRDEN FAZLA SINAV ÇALIŞMASI
Hükümet programında yükseköğretime geçiş sınavlarının yılda birden fazla yapılmasına yönelik eylem planı yer alıyor. ÖSYM
Başkanımız Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nın (YGS) birden fazla yapılması
konusunda YÖK Genel Kurulu’na bir sunum yaptı. Bunu değerlendiriyoruz.
Ancak ilk anda kulağa hoş gelen birden fazla sınav uygulaması, üzerinde
iyi çalışılmaz ve boşluklar doldurulmazsa hukuki sıkıntılar da meydana
getirebilir. Örneğin birinci YGS’de iki adaydan birisi yüksek, diğeri
ona nispeten düşük aldı. YGS’de düşük alan aday, diğer sınavda daha
yüksek puan aldı; ama ilk sınavda yüksek alan aday ikinci YGS’ye
girmedi. Yerleştirme tek, kontenjan tek. Nihayetinde sınav bir sıralama
sınavı. Adil olması için her sınava bütün adayların girmesi icap ediyor.
Mevcut sistemin, bütün yetenekleri ve yeterlikleri ölçemediği gibi bazı
arızi tenkitlere mahal oluyorsa da toplum tarafından adil bir düzenek
olduğu kabul ediliyor. Bu değeri kaybetmememiz lazım. Eğitim-öğretimde
değişiklik bilimsel bir zeminde, rasyonel nitelikte ve toplumsal bir
uzlaşı temelinde gerçekleştirilmeli; adaleti ve fırsat eşitliğini de
gözetmeli. Dolayısıyla kolay karar verilecek bir şey değil. Konuyu
popülizmden uzak bir şekilde tüm yönleriyle konuşup, tartışıyoruz. Bir
puanla binlerce adayın yer değiştirdiği sistemde değişikliğe gidilirken
çok iyi düşünülüp karar verilmesi gerekiyor.
2017’DE DENEYEBİLİRİZ
Uzun
yıllardır üzerinde durulan ve tartışılan çalışmalardan biri de ‘açık
uçlu soru’ sorulması. Önümüzdeki yıl kısmi olarak açık uçlu sorulara
geçilmesi mümkün. Bu konu inşallah bu sene değil, ama müteakip sene
hayata geçirilebilir. Yani 2017 üniversiteye giriş sınavlarında belki
daha az adayın girdiği testlerde az da olsa açık uçlu sorulara yer
verilmesi kuvvetle muhtemel. İlk aşamada az kelimeli, belki tek kelimeli
veya rakamlı cevapların arandığı sorular daha doğru bir yöntem
olacaktır.
Ayrıca YGS ile Lisans
Yerleştirme Sınavları’na (LYS) katılan öğrencilerin başarıları arasında
bir korelasyon olup olmadığını araştırıyoruz. Bu da, sistemin
yalınlaştırılmasında belki bizlere ışık tutacaktır. Aslında YGS pek çok
ülkede değişik adlarla görülen lise bitirme sınavı fonksiyonunu icra
ediyor. Lise son sınıftan sonra Milli Eğitim Bakanlığı (MEB)
tarafından böyle bir sınav yapılabilirse YGS’nin varlık nedeni üzerinde
tekrar düşünmek için bir başka sebep daha ortaya çıkar.
KAFA KARIŞIKLIĞI OLMAMASI İÇİN KONUŞMUYORUZ
Gözden kaçırmamamız gereken bir konu da şu; bugün
uygulanan sistem programlar için gerekli yeterliği, ehliyeti arayan bir
sistem. Ders düzeyi esaslı. Programın aradığı bilgi birikimini
sorguluyor. Daha önce tıp, mühendislik, fen bilgisi öğretmenliği aynı
puan türü ile öğrenci alırken bu sistemde bu programların aradığı
niteliklere göre puan türleri oluşturuluyor. Bu kazancı kaybetmemek
gerekiyor. Bugünkü sistem oluşturulurken sadece üniversitelerden değil,
bölüm başkanlarından da görüşler alındı. Daha sonra da ölçme
değerlendirmecilerin fikirlerine başvuruldu. Sınavların iki haftaya
yayılmasına da YÖK değil, o dönem MEB ile yapılan iş birliği sonucu
görüşlerine başvurulan lise son sınıf öğrencileri karar verdi. Kısacası
bu sistem ilgili bütün paydaşların katılımıyla oluşturuldu. Elbette
sistemin gözden geçirilmesinin vakti gelmiştir fakat bu, “illa yenilik
ve değişiklik yapmak” için olmamalı. Zira toplum eğitimde sürekli
değişiklik yapılmasını tasvip etmiyor, ki ben
de bu umumi kanaate katılıyorum. Toplumun bizden beklediği eğitim
öğretimde sürekli değişiklik yapmamız değil, her düzeyinde niteliği
yükseltmemiz. Mesaimizi buna, yani keyfiyete teksif etmeliyiz. Bu
sınavlardan önce adaylarda bir kafa karışıklığı oluşmaması için bu
konuda fazlaca konuşmuyoruz.
KONTENJANLARIN KADERİNİ ÖĞRENCİLER BELİRLEYECEK
Yükseköğretim
Kurulu, önümüzdeki yıl üniversitelerle ilgili çok önemli bir çalışma
yapmaya hazırlanıyor. Üniversiteler denetlenirken bugüne kadar başka
kriterlere bakan YÖK denetçileri, eğitim süreci içinde tüm altyapı,
derslikler, kütüphane, laboratuvarlar, öğrenci memnuniyeti gibi
kriterleri de dikkate alacak. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, bu konuda yapacakları çalışmaları da şöyle anlattı:
Eğitim
süreci içinde vakit tayin etmeden yerinde denetim yaparak, altyapı,
kütüphane imkânları, eğitim öğretimin niteliği, öğrenci memnuniyeti gibi
konuları da inceleyeceğiz. Bundan sonraki kontenjanların
değerlendirilmesinde bu konudaki raporlandırmalar da dikkate alınacak.
GARANTÖR ÜNİVERSİTELER DEĞERLENDİRMEDE YER ALACAK
Vakıf
üniversitelerinin değerlendirilmesinde, garantör üniversiteleri devreye
sokmak istiyoruz. Aynı değerlendirme süreci devlet üniversiteleri için
de geçerli olacak. Eğitim sürecinde yerinde denetim yapacağız. Bu husus
iyi ile daha iyinin tefrik edilmesini sağlayacak. Kontenjanları buna
göre belirleyeceğiz.
Ayrıca kontenjan verirken derse girecek hocaların sayıları ve bu sayılardaki değişmeler, sonraki seneler dikkate alınmıyordu. Üç hoca ile eğitime başlayan bir bölüm, özellikle vakıf üniversiteleri, seneler sonra hâlâ aynı üç hoca ile yüzlerce öğrenciye ders veriyor, ama diğer taraftan da her sene kontenjanlarının artmasını da istiyorlar. Bu kontenjan yükselişlerinde hoca sayılarındaki artışlar da dikkate alınacak. Bu sene aynı ilde, sosyal içerikli ve yoğun talebin olduğu bir program için bir devlet üniversitesi 11 öğretim üyesi ile 40 kontenjan isterken bir vakıf üniversitesi aynı program için üç öğretim üyesi ile 200 öğrenci istedi. Her iki talep de yanlış. YÖK olarak bu talepleri makulleştirmemiz gerekiyor.
Ayrıca kontenjan verirken derse girecek hocaların sayıları ve bu sayılardaki değişmeler, sonraki seneler dikkate alınmıyordu. Üç hoca ile eğitime başlayan bir bölüm, özellikle vakıf üniversiteleri, seneler sonra hâlâ aynı üç hoca ile yüzlerce öğrenciye ders veriyor, ama diğer taraftan da her sene kontenjanlarının artmasını da istiyorlar. Bu kontenjan yükselişlerinde hoca sayılarındaki artışlar da dikkate alınacak. Bu sene aynı ilde, sosyal içerikli ve yoğun talebin olduğu bir program için bir devlet üniversitesi 11 öğretim üyesi ile 40 kontenjan isterken bir vakıf üniversitesi aynı program için üç öğretim üyesi ile 200 öğrenci istedi. Her iki talep de yanlış. YÖK olarak bu talepleri makulleştirmemiz gerekiyor.
BAZI PROGRAMLARIN LİMİTİ OLACAK
Bu
yıl belli programlar için üst limit tayin ettik. Genellikle talebin çok
yoğun olduğu tıp ve hukuk gibi programlar. Son iki yıldır ön lisans
sağlık programlarına da çok yoğun talep var. Bu yarın öbür gün için
sistemde bir problem oluşturma potansiyeline sahip. Çünkü diğer taraftan
Sağlık Bakanlığı
“Tıpta, eczacılıkta ve diğer sağlık programlarında şu işgücü ihtiyaç
analizlerine göre öğrenci kontenjanlarını azaltın” diyor. Bazı
üniversitelerimiz ise neredeyse sınırsız kontenjan istiyor.
Üniversitelerimizle birlikte bunu yönetmeye çalışıyoruz. Bu sene başta
tıp ve sağlık programları olmak üzere süreç kontrolünü yapmaya da
başlayacağız.
AÇIK UÇLU SORU NEDİR?
Yorum
olmayan tek rakam, tek tarih veya tek cevap verilecek soru. Yanıt
boşluk doldurma şeklinde olur. Cevapta a, b, c, d, e gibi şıklar yer
almaz. Örneğin Türkiye’nin başkenti ......’ dır.
Yorum Gönder
1.YORUMLARA ADINIZI VE ŞEHRİNİZİ YAZINIZ. BU BİLGİLER YAZILMAZSA CEVAP VERİLMEYECEKTİR
2.SORULAR ONAYLANDIKTAN SONRA YAYINLANACAKTIR.
3.GMAİL HESABI OLANLAR YORUMU YAZDIKTAN SONRA ALTTAKİ BENİ BİLGİLENDİRİ TIKLARSANIZ SORULARA VERDİĞİMİZ CEVAPLAR MAİL ADRESİNİZE GELECEKTİR
4.KÜFÜR VE ŞİDDET İÇEREN YORUMLAR YAYINLANMAYACAKTIR