Formasyonda ALES mi Diploma Notu mu Daha Etkili Olacak?
MEB duyuru yaparken, önemli bir yenilik de
yaptı. Başvuru yapabilmek için bütün branşlarda KPSS’den en az 60 puan almayı
taban olarak belirledi. Taban puan uygulaması, asgari
standartları olan nitelikli bir eğitim sistemi için SETA’nın da önerdiği, doğru
bir adım.
Ayrıca, bir branşta KPSS’den 90 puanlı bir
adayın atanamadığı bir sistemde, başka bir branştaki bir kişinin 43 puanla
atanması, adalet duygusunu zedeleyen bir husus değil mi?
Ancak, MEB, 60 taban puanını belirlerken,
atama yapılacak branşları öyle bir belirledi ki, duyuru yapılır yapılmaz,
memurlar.net’te yazışan öğretmen adayları, öngörülen kadroların dolmayacağını
tespit etti.
MEB ise bu uyarıları maalesef dikkate
almadı. Sonuçta öngörülen kadrolardan 2 bin 943 adedi boş kaldı! Düşünsenize, 2013’te
KPSS öğretmenlik sınavına giren yani atanmayı bekleyen 250 bin adayın olduğu
bir ülkede, öngörülen 40 bin kadro bir çırpıda doldurulamıyor!
Peki, ilk yerleştirme sonucu oluşan bu
boşluğu doldurmak için MEB ne yaptı?
MEB, taban puanı koruyup diğer branşlarda atama yapmak yerine
tabanı 50’ye düşürmeyi seçti. MEB’in bu adımı, ihtiyacı dikkate alan bir
uygulama olduğu halde, başta koyduğu taban puanı doğru ayarlayamaması ve buna
uymaması dolayısıyla tepki çekti.
Peki, taban puanı 50’ye düşürme formülü, kadroları doldurmaya
yetti mi?
Hayır, kadrolar yine dolmadı!
İlk ek yerleştirmede, yaklaşık iki bin kadro yine boş kaldı.
Son olarak, 25 Eylül 2013 yani dün ikinci ek yerleştirmede 2
bin 400 yeni atama yapıldı.
Bütün bu süreci nasıl değerlendirmeli?
Atama bekleyen adaylar, haklı
olarak, MEB’in atama iş ve işlemlerinde daha özenli olmasını beklemektedirler. MEB’in bile bile adayları sıkıntıya sokmak isteyeceğine ben asla
ihtimal vermiyorum. Öyle sanıyorum ki MEB bir daha bu tür hatalar yapmamak adına
bütün süreçleri yeniden ele alacaktır.
Formasyonda ALES bilmecesi
Yükseköğretim Kurulu, Eylül ayında bir karar aldı. Buna göre,
bundan sonra formasyon (öğretmenlik sertifikası) başvurusunda, adayların genel
not ortalamaları (diploma notu) ile birlikte artık ALES de kullanılacak.
Eski mezunlar karara sevindi. Yeni ve
özellikle notu yüksek olan mezunlar ise, karara karşı olmadıklarını ama kararın
çok geç açıklandığını ifade ederek sitem ettiler.
YÖK’ün bu kararı, bence de doğru bir karar.
Diploma notu, doğası gereği, geriye dönük olarak değiştirilmesi
mümkün olmayan bir şey. Notu düşük olan adaylara ikinci bir fırsat vermek
lazım. Dahası, her üniversitenin farklı bir not sistemi var; bunları
denkleştirmek mümkün değil. Özetle, sadece diploma notuna dayalı bir seçme
sakıncalı.
Peki, o zaman, yerleştirme tamamen ALES’e göre yapılsın
diyenler haklı mı?
Hayır. Çünkü diploma notu, en az dört yıllık bir ölçme
sürecinin sonunda oluşuyor. Değerlendirmelerin bir kısmında keyfilik olması
muhtemel ama toplamda onlarca farklı hocanın ölçümlerinin ortalaması,
adayın çabası ve gelecekteki muhtemel başarısı hakkında fikir veriyor. Zaten ABD’de yapılan bazı bilimsel araştırmalar, diploma notunun,
bizdeki ALES’e benzeyen GRE tarzı sınavlara göre, adayların gelecekteki performanslarını
daha iyi ölçtüğünü ortaya koymuştur.
Tamam, uzun yıllar içinde oluşan genel not
ortalaması ile standart bir sınavın (ALES) birlikte kullanılmasının avantajları
var. Peki, formasyon başvurusunda ALES yüzde kaç etki edecek?
Bu soru, ben bu satırları yazarken hâlâ tartışılıyordu; siz bu
satırları okuduğunuzda YÖK tarafından kararlaştırılmış olabilir
Yorum Gönder
1.YORUMLARA ADINIZI VE ŞEHRİNİZİ YAZINIZ. BU BİLGİLER YAZILMAZSA CEVAP VERİLMEYECEKTİR
2.SORULAR ONAYLANDIKTAN SONRA YAYINLANACAKTIR.
3.GMAİL HESABI OLANLAR YORUMU YAZDIKTAN SONRA ALTTAKİ BENİ BİLGİLENDİRİ TIKLARSANIZ SORULARA VERDİĞİMİZ CEVAPLAR MAİL ADRESİNİZE GELECEKTİR
4.KÜFÜR VE ŞİDDET İÇEREN YORUMLAR YAYINLANMAYACAKTIR