ÖĞRETMENLER OLMADAN DEVAM EDİLEMEZ

Öğretmenleriyle gurur duyanı zor bulursunuz.
Ayrıca beğenseler de, beğenmeseler de, bakanlar komutansa, öğretmenler de onların ordusu. Ve ordusuna inanmayan, güvenmeyen komutanlar ne zaman savaş kazanmış ki? Siz kazanacaksınız!
Hele bir de onurlarını kırıp onları aşağılarsanız o koltukta uzun süre oturamazsınız. Bu dün de böyle olmuştur, bugün de!..
Neden hep dışarıdan?
Milli Eğitim bakanları eğitimci olsa iyi olur. Ama çok iyi biliyoruz ki, bakan seçimlerinde, yeterlilikten çok siyasi dengelere bakılır. Bu her defasında böyle olmuştur. Yine öyle oldu...
Bürokrat seçimine gelince iş değişir. İşte o zaman, başarılı olmak için en iyileri seçmek zorundasınız. Eğer bunu yapmazsanız, fatura size çıkar.
Ve her defasında, daha önceki uygulamalardan hiç ders alınmamışçasına, hep dışarıdan bürokrat aranır. Şimdi yine öyle yapılıyormuş.Eğer yine bu yapılırsa, bu sorunların çözümü zor demektir. Peki, MEB’in mevcut bürokratları dağ gibi yığılı sorunları çözebilirler mi?
Çözselerdi, çözerlerdi.
Ama MEB demek sadece tepedekiler demek değil ki, kıyıda, köşede kim bilir kimler var.
Onları bulup çıkarmak da Bakan Bey’e düşüyor... Çünkü yanlış seçim, onun en büyük baş ağrısı olacaktır..
Şubat ataması
Yüz binlerce öğretmen, şubatta atama
bekliyor. Yine aynı şekilde, norm fazlası olduğu için farklı branşlara
kaydırılan öğretmenler de büyük sıkıntı içerisinde. Başta parçalanmış
aileler olmak üzere özür tayini bekleyenlerin de canları burnunda. Sayın
Avcı da akademisyen, umarız yüksek lisans
ve doktora yapanların halinden anlar. Dinçer, onları mazeret tayini
kapsamından çıkartmıştı. Gerekçesini de hâlâ anlayabilmiş değiliz.
Keşke öğretmenlerin yarısı doktora yapsa da, isteyeni de istediği yere göndersek.
Hani buna başkaları karşı çıkar da, MEB’in karşı çıkmasını anlamak mümkün değil
Daha ne yapsınlar?
Atama bekleyen öğretmenlerin durumunu aşağıdaki satırlardan daha çarpıcı anlatılamazdı:
“Sayın Bakanım, yeni göreve birçok sorunla başlayacağınız aşikâr ama ne olur bizim mağduriyetimizi de görün.
3 yıl önce kimya öğretmenliğinden mezun oldum. Çeşitli işlerde çalıştım, ailem eğitime gönül vermiş kalabalık bir aile. 6 kardeşiz, 3’ü daha üniversite okuyor.
Her sene KPSS’ye giriyorum malumunuz. Geçen sene 85 bu sene 87,1 puanla açıktayım. 0,5 ile son atamayı kaçırdım. Branşımda 238. Türkiye genelinde 7 bininci oldum. Son atamada, atanırım sanmıştım. Çünkü tüm oranlar en az 200-250 arası bir atamayı gösteriyordu öyle umutluydum ki (zaten branş ağırlıklı atama yapılacağı söylenmişti.) Sonra 4+4+4 denilmişti, liseler zorunlu olmuştu umutlar, beklentiler, hayaller...
Artık her şey çok güzel olacaktı. Atandığımı sanıp tebrik bile edenler oluyordu. O kadar büyük emekler harcamıştım ki...
Aynı anda birçok işi yapıyordum; kardeşlerime para göndermek için. Sabahtan kalkıp özel ders veriyordum, öğleden sonra ücretli öğretmenlik yapıyordum, akşam da ders çalışıyordum. Okurken de öyleydi ki yazları tekstilde çalışırdım ,ara elemanlık yapıyordum, herkesin ‘üniversiteli acemi’ bakışları altında ezile ezile. Hep aynı umutla, inançla çalıştım ve hep telkin ettim kendimi ve ne oldu? İki sene boyunca hep benden çok daha düşük puanlı arkadaşlarım görev yerlerinde beni teselli ettiler...
Bayramda seyranda da 40.000’lik atama oldu ‘Hala mı atanamadın?’ sorularına cevap vermeye çalıştım...
Geçen bayram kimseyle bayramlaşmadım nerdeyse -buna karar verdim-. Bu kadar zamanda psikoloğa gittim, ilaçlar kullandım, hâlâ da ihtiyacım olduğunu düşünüyorum. Çünkü hayatım karardı. Hiçbir şeyim yok bu hayatta, ara sıra bana üzülen bir ailem ve sürekli dua eden bir annem var. Hor görenleri saymıyorum onlar hep var... Yoruldum Sayın Bakanım. Hep kaybedenleri oynamaktan, haksızlığa uğramaktan... 40.000’de 145 kişi alındı.
9000 aşkın mezunumuz var. 145 reva mı? Açık yok deniliyor, peki o zaman ücretli öğretmen niye var?..”
Özetin özeti: Sayın Bakan, öğretmenler sizden müjde bekliyor!..
ABBAS GÜÇLÜ
MİLLİYET
Keşke öğretmenlerin yarısı doktora yapsa da, isteyeni de istediği yere göndersek.
Hani buna başkaları karşı çıkar da, MEB’in karşı çıkmasını anlamak mümkün değil
Daha ne yapsınlar?
Atama bekleyen öğretmenlerin durumunu aşağıdaki satırlardan daha çarpıcı anlatılamazdı:
“Sayın Bakanım, yeni göreve birçok sorunla başlayacağınız aşikâr ama ne olur bizim mağduriyetimizi de görün.
3 yıl önce kimya öğretmenliğinden mezun oldum. Çeşitli işlerde çalıştım, ailem eğitime gönül vermiş kalabalık bir aile. 6 kardeşiz, 3’ü daha üniversite okuyor.
Her sene KPSS’ye giriyorum malumunuz. Geçen sene 85 bu sene 87,1 puanla açıktayım. 0,5 ile son atamayı kaçırdım. Branşımda 238. Türkiye genelinde 7 bininci oldum. Son atamada, atanırım sanmıştım. Çünkü tüm oranlar en az 200-250 arası bir atamayı gösteriyordu öyle umutluydum ki (zaten branş ağırlıklı atama yapılacağı söylenmişti.) Sonra 4+4+4 denilmişti, liseler zorunlu olmuştu umutlar, beklentiler, hayaller...
Artık her şey çok güzel olacaktı. Atandığımı sanıp tebrik bile edenler oluyordu. O kadar büyük emekler harcamıştım ki...
Aynı anda birçok işi yapıyordum; kardeşlerime para göndermek için. Sabahtan kalkıp özel ders veriyordum, öğleden sonra ücretli öğretmenlik yapıyordum, akşam da ders çalışıyordum. Okurken de öyleydi ki yazları tekstilde çalışırdım ,ara elemanlık yapıyordum, herkesin ‘üniversiteli acemi’ bakışları altında ezile ezile. Hep aynı umutla, inançla çalıştım ve hep telkin ettim kendimi ve ne oldu? İki sene boyunca hep benden çok daha düşük puanlı arkadaşlarım görev yerlerinde beni teselli ettiler...
Bayramda seyranda da 40.000’lik atama oldu ‘Hala mı atanamadın?’ sorularına cevap vermeye çalıştım...
Geçen bayram kimseyle bayramlaşmadım nerdeyse -buna karar verdim-. Bu kadar zamanda psikoloğa gittim, ilaçlar kullandım, hâlâ da ihtiyacım olduğunu düşünüyorum. Çünkü hayatım karardı. Hiçbir şeyim yok bu hayatta, ara sıra bana üzülen bir ailem ve sürekli dua eden bir annem var. Hor görenleri saymıyorum onlar hep var... Yoruldum Sayın Bakanım. Hep kaybedenleri oynamaktan, haksızlığa uğramaktan... 40.000’de 145 kişi alındı.
9000 aşkın mezunumuz var. 145 reva mı? Açık yok deniliyor, peki o zaman ücretli öğretmen niye var?..”
Özetin özeti: Sayın Bakan, öğretmenler sizden müjde bekliyor!..
ABBAS GÜÇLÜ
MİLLİYET
Yorum Gönder
1.YORUMLARA ADINIZI VE ŞEHRİNİZİ YAZINIZ. BU BİLGİLER YAZILMAZSA CEVAP VERİLMEYECEKTİR
2.SORULAR ONAYLANDIKTAN SONRA YAYINLANACAKTIR.
3.GMAİL HESABI OLANLAR YORUMU YAZDIKTAN SONRA ALTTAKİ BENİ BİLGİLENDİRİ TIKLARSANIZ SORULARA VERDİĞİMİZ CEVAPLAR MAİL ADRESİNİZE GELECEKTİR
4.KÜFÜR VE ŞİDDET İÇEREN YORUMLAR YAYINLANMAYACAKTIR