wb_sunny

MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇERE GÖRE YAPILANLAR VE YAPILACAKLAR

MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇERE GÖRE YAPILANLAR VE YAPILACAKLAR

Soru: Milli Eğitim Bakanlığının 2011 yılı politikalarını, projelerini değerlendirdiğinizde neler söyleyebilirsiniz?
Bakan Dinçer: 2011 yılında, Bakan olmamdan sonra hemen yaptığımız çok önemli bir değişiklik bakanlığın yeniden yapılandırılması oldu. Bu süreç Milli Eğitim Bakanlığının çok uzun yıllardan beri arzu ettiği ve gerçekleştirmeyi düşündüğü bir meseleydi. Geriye giderek bakacak olursak 1994 yılından beri yeniden yapılanması için çaba sarf ediliyordu. Bunun için pek çok bakan niyetlenmişti, yine bu doğrultuda Dünya Bankası, Avrupa Birliği ile birçok proje uygulanmıştı, ama bu zamana kadar hep gecikmişti. 2011 yılındaki en temel değişikliklerden birisi bu oldu. Milli Eğitim Bakanlığı normal, mekanik bir bürokrasi özelliğinden hızla sıyrılıp, daha profesyonel bir bürokrasi niteliğini taşımaya yönelik adımları attı.
Yeniden yapılanmanın ortaya koyduğu temel değişikliklerden birisi daha çok idari ve günlük problemleri takip eden bakanlık olmaktan, daha çok gelecek yönelimli ve eğitimin niteliğine vurgu yapan bir içerik kazanmaya başlıyor. Bakanlık bünyesinde ortaya koyduğumuz yeni birimlerle birlikte doğrudan doğruya eğitimin kendisiyle, eğitim sisteminin politikalarıyla, eğitim öğretimin materyalleriyle öğrencilerin sosyal etkinlikleriyle ve öğrenci işleriyle, eğitim ortamlarının geliştirilmesiyle ilgili doğrudan birimler kurduk. Aslında bu tip konularla daha önceden Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ilgileniyor, diğer bakanlık birimleri idari işleri takip ediyordu. Şimdi ise farklı bir perspektifle şu uygulamayı yapacağız. Bakanlık kendisi doğrudan doğruya eğitimin niteliğiyle ilgili konular üzerinde duracak. Talim ve Terbiye Kurulu ise eğitim sistemi, politikaları ve müfredatın geliştirilmesi konusunda daha çok odaklanacak. Böylece görev ve fonksiyonlarda tam yerine oturan bir ayrışım sağlanabildi.
2011 yılı için üzerinde duracağımız değişikliklerden birisi kız öğrencilerimizin okullaşması ile ilgili programlardır. Daha önceki yıllarda, 2000'li yılların öncesine gidildiğinde ilköğretimde okuyan 100 erkek öğrenciye karşın 80 civarında bir okullaşma oranından bahsediyorken, geçtiğimiz yıl itibariyle okuyan 100 öğrenciye karşın, 100.4 kız öğrencimiz okumaya başladı. Bununla ilgili çok güzel kampanyalar düzenlenmişti. Ayrıca tüm eğitim camiası olarak, okul yöneticisi, öğretmenler, il ve ilçe müdürleri olarak çok özel programlar ve projelerle, adrese dayalı kayıt sisteminde çağ yaşında olup okula devam etmeyen her çocuk için tek tek takip etmeye başladık. Bunlar olumlu sonuçlar veriyordu. Bu bakımdan çok önemli gelişme sağlandı. 
Soru: Yeni atanan öğretmenlere yönelik verilen uyum eğitimi önümüzdeki yıl da devam edecek mi? Önümüzdeki süreçte Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen yetiştirme politikası nasıl olacak?
Bakan Dinçer: Her şeyden önce eğitim, çok yararlı bir çabadır. O açıdan bakıldığında yaşınıza bakmadan, sahip olduğunuz uzmanlık konusuna bakmadan, hangi konuda olursa olsun yapılacak eğitimin mutlaka o insanın niteliğine katkıda bulunacağını kabul etmemiz lazım. Biz, öğretmenlerimizi göreve başlarken bir oryantasyon eğitimine tabi tutmaya başladık. Çok olumlu tepkiler aldık. Öğretmenlerin gittikleri illerde buna dair ihtiyaç duyduklarını kendilerinin de ifadelerinde görüyoruz. Bu eğitim programında sadece pedagojik formasyonla ilgili eğitimler verilmiyor. Okul yönetimi, kişiler arası ilişkiler ve etkileşim, öğretmen öğrenci arasındaki ilişkiler, çevre yönetimi, gittikleri kentin yerel ve kültürel özellikleriyle ilgili bilgileri de aktarıyoruz. Bu son oryantasyon eğitiminde buna ek olarak tabii afetlerde ne yapılacağına dair, psikolojik tedavi ve rehabilitasyonla ilgili bilgiler de aktarıldı.
Soru: 2012 yılında kaç öğretmen ataması yapılması planlanıyor?
Bakan Dinçer: Bu konuda bilgim yok. Ben elimden gelen çabayı ortaya koyacağım. Geçtiğimiz yılda da öğretmenlerin mağdur olduğunu düşünüyoruz. Onu da telafi edebilir miyiz diye yoğun çaba sarf edeceğim. Ama elimizden ne geliyorsa, hükümet bu konuda bizim için neyi uygun görüyorsa onu yapmak için elimizde imkan olacak.
''MEB'de öğretmen planlaması için ilk kez bir birim''
Soru: Eğitim fakültelerinden mezun olan öğretmen adayları var, bir tarafta bakanlığın öğretmen ihtiyacı var. Bunları dengelemek adına genel bir planlama konusunda neler söyleyebilirsiniz?
Bakan Dinçer: Şunun farkına varılması gerektiği kanaatindeyim. Eğitim sistemi üzerine konuşuyorsanız temelde onun çekirdeğinde öğretmen olur. Bugün siz altyapınızı dünyanın en iyi altyapısına dönüştürebilirsiniz, yeteri kadar dersliğe sahip olabilirsiniz, bilişim teknolojilerini en fazla kullanan ülke de olabilirsiniz, ancak öğretmeniniz nitelikli değilse ve öğretmenlik mesleğine kendini adamamışsa o zaman bütün bunların etkisi çok sınırlı kalacaktır. Eğitimin niteliğini, seviyesini belirleyen ana öge öğretmenin kendisidir. Bu yüzden bizlerin her birisi öğretmen ve öğretmenlik mesleği üzerine konuşurken bunun farkında olarak meseleleri yorumlamak ihtiyacındayız. Bizim genelde meselelere baktığımızda daha çok öğretmenin bizatihi kendisi veya öğretmenlik mesleğinin kendisi üzerinde durmaktan çok, çokça atama, ücret ve maaş meselelerine odaklandığımızı görüyorum. Tabii ki bunlar da çok önemli. Bunlar üzerinden de fikir yürütmeli, tartışma yapmalıyız, ama sadece bunlar üzerinden yapacağımız tartışmalar yetersiz kalacaktır.
Türkiye'de pek çok gencimiz bugün öğretmen olma konusunda sıkıntı yaşıyorsa bunun sorumlusu biziz, tedbirini almak da bize düşer. O yüzden Milli Eğitim Bakanlığında ilk kez öğretmen ihtiyacının planlamasıyla ilgili bir birim kuruyoruz. Bunun, gelir gelmez yaptığımız ilk faaliyetlerden birisi olarak altını çizecek olursak, konuya verdiğimiz önemi de göstermiş oluruz. Biz çok popülist bir şekilde dışarıda atama bekleyen öğretmenlerimize 'Siz hiç merak etmeyin, biz işte şöyle yapacağız, böyle yapacağız' deyip birtakım vaatlerde bulunabilirdik. Ama şimdi ben sizlere soruyorum, bu işin hangisini tercih ederdiniz: Ortada fotoğrafı çok açık ve net belli olan bir probleminiz varken geçici ve insanların gönlünü alacak birkaç söz söyleyip, işi orada bırakmayı mı; yoksa kalıcı, sorunu görüp, o sorunu çözecek tedbirleri almayı ve ona dair stratejileri de zaman içinde uygulamayı mı tercih ederdiniz? Ben doğrusu, belki bir siyasetçinin kolayca tercih etmeyeceği bir yolu tercih ettim, çünkü bana göre o sorun bu ülkenin temel sorunlarından birisidir, çözüleceği zaman da uygun stratejilerle yürütülmelidir. Bu strateji rasyonel bir zemine oturmalıdır, siyasi veya sübjektif bir zeminden çıkarılmalıdır.
Soru: En çok hangi branşta öğretmen ihtiyacı var?
Bakan Dinçer: Şu anda ihtiyaç duyduğumuz, sınıf öğretmeni, okul öncesi öğretmenine çokça ihtiyacımız var. Değişik alanlardaki öğretmen ihtiyaçlarını zaman zaman kamuoyuyla paylaşıyoruz. Onu yeri geldikçe duyurmakta yarar görüyorum.
Soru: Önemli projelerinizin arasında FATİH Projesi de yer alıyor. Projede gelinen aşamalar hakkında bilgi verir misiniz? Ne zaman uygulamaya geçilecek?
Bakan Dinçer: FATİH Projesi ile ilgili dört ana ögeden bahsetmek lazım. Birincisi akıllı tahta, ikincisi tablet, üçüncüsü internet hizmetleri ve diğer altyapılar dördüncüsü ve belki de en önemlisi bilişim donanımıyla eğitim içeriklerinin donanımının sağlanmış olması. Akıllı tahtayla alakalı genel tasarımı yapıldı. Ürünün tasarımı MEB uzmanları ve piyasa aktörlerinin katkılarıyla oldu. Son günlerde gazetelerde konuyla ilgili bazı eleştiriler çıkıyor. Zannediyorum konu ve konunun teknolojik altyapısı ve gerektirdiği uzmanlığı bilmeyen insanların konuştuğu meseleler bunlar. Bir kere akıllı tahta Türkiye'ye özgü ve özgün bir tasarım. Bu tasarımı yaparken de biz Milli Eğitim Bakanlığı uzmanları ve Bakanlığın koordinasyonunda piyasa aktörlerinden yardım aldık. Değişik, özel firmalar. Türkiye'nin elektrik ve elektronik sanayi çok gelişmiş bir sanayidir. Yurt dışı ihracatımızın içinde çok önemli paya sahiptirler ve orada ciddi Ar-Ge departmanları vardır. Biz özel sektörün Ar-Ge uzmanlarında da bu konuda destek aldık. Bununla ilgili bize destek veren her kurum bu endüstriyel tasarımıyla alakalı, belki de haklı olarak, kendileri bu endüstriyel tasarım ürünleriyle ilgili tesciller ve patent alma hakları talep ettiler. Biz bununla alakalı bütün hakların Milli Eğitim Bakanlığında olması gerektiğini düşündüğümüz için de yapılan çalışmalardan sonra ortaya çıkan nihai ürünün hem endüstriyel tasarımını Bakanlığımız adına aldık hem de bunun patentini alacağız. Çünkü çok özgün bir ürün. Bu tahtayla alakalı da ihalemizi yaptık. Nitekim bu ürünün tasarımına dahil olan bütün firmalar teklif verdiler bize. Tasarımının içinde görev almış firmaların hepsi teklif verdi ve bu teklif veren firmalardan birisi de uygun bir fiyatla ihaleyi aldı. Yakında, ihale süreçleri hukuken tamamlandığında 17 ilde biz akıllı tahtaları uygulayacağımız okullarda yerleştirmeye başlıyoruz. İnşallah şubat ayına kadar da bunlar yerleştirilmiş olacak. Akıllı tahtayla ilgili tasarımlar bitti, ihalesi bugünlerde bitmek üzere, şubat ayına kadar da tahtalarımız pilot uygulayacağımız okullarımızda yerlerini alacaklar.
'Pilot Uygulama Kapsamındaki Tabletleri Şubata Kadar Dağıtacağız'
Tabletler için çok uzun çalışmalar yaptık. Çocuklara ve öğretmenlerimize hangi nitelikleri taşıyan tabletlerin dağıtılacağını, TÜBİTAK'ın başkanlığında yürütülen bir çalışmayla belirledik. Tablet özellikleri şu anda belli ve bu özellikler üzerinde yine pilot uygulama için ihtiyaç duyduğumuz tabletlerin alımı için ihaleyi yapıyoruz. Yakında bu da tamamlanacak. Tabletle ilgili ikinci mesele ise bunun Türkiye'de üretiminin gerçekleşmesi. Pilot uygulamanın temel gerekçelerinden birisi de bu oldu. Şayet biz öngördüğümüz bütün tabletleri şimdi almaya çıksaydık, ilk yıl dağıtacağımız bütün tabletleri, o zaman mecburen ithal etmek durumunda kalacaktık. Halbuki istiyoruz ki bu Türkiye'de üretilsin. Bu maksatla Türkiye'de üretim yapabilecek bir zamana ve sürece ihtiyaç var. Onu sağlamak amacıyla pilot uygulamada sınırlı kalacak şekilde tablet alımını ihale ettik, bu ihale bugünlerde bitmek üzere yakında da biz çocuklarımıza ve öğretmenlerimize yönelik bu süreci tamamlamış olacağız ve şubat ayına kadar da dağıtmış olacağız.
'9. Sınıf Derslerinin E-İçerikleri Hazırlandı'
İnternet ve diğer altyapı hizmetlerinin sunulması konusunda çok farklı alternatifler var, ama biz kalıcı bir şekilde çözmek istedik. O yüzden her okula fiber kablo döşenmesini, her tahtada fiber kabloyla internet hizmetinin olmasını ve her sınıfta en az 10 megabitlik bir internet hizmetinin, işlerin aksamaması için yürütülmesini sağlamaya çalışıyoruz. Bununla ilgili görüşmelerimiz, altyapıyla ilgili teknik şartnamelerin hazırlanması, piyasada bu hizmeti verebilecek kurumlarla görüşmeler çok yoğun şekilde devam ediyor. Neticelendiğinde bunun da ihalesi yapılacak. Ama görebildiğimiz kadarıyla bunun ihalesiyle ilgili altyapı yatırım maliyetleri oldukça yüksek. Dolayısıyla uzun yıllara yayılan bir ihaleyi yapmak gerekecek, bu da hukuki bir altyapıyı gerekli kılıyor. Bu açıdan hazırlık yapıyoruz ve nihayet e-içeriklerin hazırlanması, tablette ve tahtada kullanacağımız hem bilişim donanımının hem de kitap içeriklerinin oluşturulmasıyla ilgili çalışmalar... Yine bunun için de TÜBİTAK'ta özellikle üniversite öğretim üyelerinden oluşan e-içerik heyetimiz var, çalışmaları yürütüyor. Piyasada bu zamana kadar bize hibe edilen programlar vardı, bizim kendimizin geliştirdiği programlar vardı. Bunlar çok geniş kapsamlı şekilde incelendi, özellikle 9. sınıfta ihtiyaç duyulan bütün derslerin e-içerikleri hazırlandı. 9. sınıfta tabletleri dağıttığımızda hem akıllı tahtalarımızda hem de çocukların tabletlerinde 9. sınıfa ait bütün derslerin e-içerikleri hazır olacak.
e-içeriklerde zenginleştirme de yapıyoruz. Sadece kitapta var olan bilgiler aynen aktarılıyor değil aynı zamanda onlarda zenginleştirme yapılıyor, içerikle yani ana okuma metinleriyle beraber video gösterimler, animasyonlar, grafikler, özel panolar ve programlar gibi altyapısı da olacak. Aynı zamanda bir de etkileşim de olsun istiyoruz. Yani öğrenciyle tablet arasında ve program arasında etkileşim olsun, sorular olsun, cevaplar olsun, ödevle ilgili kontroller olsun diye düşünüyoruz. Buna dair de çalışmalar yürütülüyor. Zannediyorum şubat ayına kadar bunların hepsi tamamlanmış olacak. Biz bütün boyutlarıyla çalışmamıza başlamış olacağız diye hedefliyoruz.

Tags

E-Posta Abonelik

Yayınlarımızdan haberdar olmak için abone olunuz.

Yorum Gönder

1.YORUMLARA ADINIZI VE ŞEHRİNİZİ YAZINIZ. BU BİLGİLER YAZILMAZSA CEVAP VERİLMEYECEKTİR
2.SORULAR ONAYLANDIKTAN SONRA YAYINLANACAKTIR.
3.GMAİL HESABI OLANLAR YORUMU YAZDIKTAN SONRA ALTTAKİ BENİ BİLGİLENDİRİ TIKLARSANIZ SORULARA VERDİĞİMİZ CEVAPLAR MAİL ADRESİNİZE GELECEKTİR
4.KÜFÜR VE ŞİDDET İÇEREN YORUMLAR YAYINLANMAYACAKTIR